Balıkesir’de çiftçinin toprağına rant planı

AKP’li Balıkesir Dursunbey Belediyesi, geçtiğimiz yıllarda “İtfaiye binası yapacağız” diyerek vatandaşların arsalarını düşük bedellerle satın alıp özel şirketlere devretmiş ve büyük tartışmalara yol açmıştı. Şimdi ise benzer bir sürecin tarım arazileri için uygulandığı iddia ediliyor. 50 dönümlük verimli tarım arazisi, rekreasyon alanı ilan edilerek kamulaştırılmak isteniyor.

ÇİFTÇİNİN TOPRAĞINA EL KOYMA PLANI!

Belediye, 2024 yılında arazi sahiplerine encümen kararıyla yazı göndererek, 50 dönümlük tarım arazisinin imar planında rekreasyon alanı olarak belirlendiğini ve bu nedenle kamulaştırılacağını duyurdu. Çiftçiler ise bu kararın üretime zarar vereceğini belirterek sürece tepki gösterdi.

“TOPRAĞIMIZI KAYBETMEYECEĞİZ!”

Arazi sahipleri, kamulaştırmaya karşı çıkmak için hızla örgütlenerek imza toplamaya başladı. Bütün arazi sahipleri bir araya gelerek sürecin iptal edilmesi için imza kampanyası başlattı ve yetkililere itiraz dilekçeleri sundu. Tarımla geçimini sağlayan üreticiler, “Bu topraklarda üretim yapıyoruz, geçim kaynağımız elimizden alınmasın” diyerek yetkililere çağrıda bulunuyor.

“BU TARIM ALANLARINA GÖZ DİKENLER HESAP VERECEK!”

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Dursunbey’de çiftçilerin mağduriyet yaşadığını belirterek şu açıklamayı yaptı: “Daha önce ‘İtfaiye yapacağız’ dediler, halkın arsalarını ellerinden alıp başka amaçlar için kullandılar. Şimdi de aynı yöntemin tarım arazileri için uygulanmaya çalışıldığını görüyoruz. Çiftçinin üretim yapma hakkı korunmalı, tarım alanları ranta kurban edilmemelidir.”

ÜRETİCİNİN EMEĞİNE DARBE!

Tarımla geçimini sağlayan bölge halkı, arazilerinin ellerinden alınması durumunda üretim yapamaz hale geleceklerini belirtiyor. Çiftçiler, “Arazilerimizin geleceğini belirsizliğe sürüklemelerine izin vermeyeceğiz” diyerek mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ediyor.

KAMULAŞTIRMA KILIFIYLA RANT MÜHENDİSLİĞİ!

Daha önce imar değişiklikleriyle benzer süreçlerden geçen Dursunbey Belediyesi’nin bu adımı, bölge halkı ve yetkililer tarafından yakından takip ediliyor. Çiftçilerin topladığı imzalar ilgili makamlara sunulurken, tarım alanlarının korunması için hukuki mücadeleye de hazırlanılıyor. Çiftçiler, tarım alanlarının korunması için kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceklerini belirtiyor.

Related Posts

Bakan Şimşek, Londra’da: Türk lirasındaki oynaklık ciddi biçimde azaldı, Türkiye’nin büyüme potansiyeli yüksek

Şimşek, yatırımcı görüşmelerinde Türkiye’nin dezenflasyon sürecine ve büyüme potansiyeline dikkat çekti

Yunanistan’da terazi şaştı

Yunanistan’da yıllık enflasyon, Haziran 2025 itibarıyla yüzde 2.8’e yükselerek Eylül 2024’ten bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Bir önceki ay bu oran yüzde 2.5’ti. Hellenic Statistical Authority verilerine göre, konut fiyatlarındaki artış yüzde 7.2 …

Emeklilikten sonra sigortasız çalışmanın riskleri neler? Maaş kestirerek çalışmak kimler için avantajlı?

Türkiye’de emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmek oldukça yaygın. Ancak uzmanlar uyarıyor: Sigortasız çalışan emekliler ciddi yasal ve ekonomik risklerle karşı karşıya. İş kazası, tazminat, SGK desteği gibi temel haklar sadece sigortalı …

Dolar ve euroda son durum ne? Piyasalarda gün ortası! (9 Temmuz 2025)

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günün ilk yarısında yüzde 0,77 değer kazanarak 10.074,71 puana yükseldi.Dün 9.998,20 puandan kapanan BIST 100 endeksi, güne 10,29 puan artışla 10.008,49 puandan başladı. Endeks, saat 13.00 itibarıyla önceki …

Mazot zammına tepki gösteren çiftçi: “Kendileri lüks içinde yaşıyor, vatandaş da işte böyle eziliyor”

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, mazota gelen 1 lira 15 kuruş zamma vatandaşlar tepki gösterdi. Çiftçilik yapan bir vatandaş, “Çiftçi bitti, köylü bitti, esnaf, herkes bitti. Mazot ucuz olmazsa hayat düzelmez ki. Her şey mazottan geliyor iğne ipliğe her şeye zam. Kendileri lüks içinde yaşıyor, vatandaş da işte böyle eziliyor” diye konuştu.

Zorunlu eğitimde sermaye gölgesi: Üretimde Çin modeli, Afrika modeline evriliyor!

Zorunlu eğitim sisteminde yapılması planlanan değişiklikler, sermaye çevrelerinin talepleriyle yeniden gündeme geldi. Bakanlığın tartışmaya açtığı modeller, çocuk emeğinin sistematik hale getirilmesi eleştirilerine yol açtı. Eğitimciler ve kamuoyu bu sürecin toplumsal sonuçlarına dikkat çekiyor.